30 Aralık 2011 Cuma

2011 Kitapları

Daha önce aklımda vardı ama sevgili Serrose benden önce davranıp 2011'de okuduğu kitapların lisetesini yayınlamış bile.. Ne yazık ki ben onun kadar okuyamadım:(








Benimki işte böyle, hedeflediğim kadar olmasa da geçen yıldan çok ama çok iyi..

28 Aralık 2011 Çarşamba

2011 Bilançosu

Geçen yıl tam bu zamanlarda kendime 2011 için kendime hedefler belirledim. Bunun bana bir uçak yolculuğu sırasında bir beyefendiden yadigar kalma bir özellik olduğunu söylemeden edemeyeceğim. 2009 yılında tam bu zamanlarda yılbaşı öncesi bir uçuş yapım, niyetim kitabıma gömülmekken bu beyle sohbet etmeye başladık. Meslek, iş güç diyerek sohbet derinleşti. Sonra yeni yıl geliyor bu yıl için isteklerinden ziyede hedeflerin var mı dedi? O ana kadar hiç böyle bakmamıştım olaya. Herkesin yeni yıl için beklentileri olur ama bu beklentileri karşılamak için hedefleri olmaz. Hedef koymazsan varacağın yere ulaşman çok zor olur dedi. Nitekim haklıydı... 2010'a girerken hedeflerim kesin olmadığı için çoğu gerçekleşmedi... Bir nevi Secret diyebiliriz aslında, yani evrene iyi mesajlar gönderemedim:)






Şimdi gelelim ajandamın arkasına yazdığım 2011 için hedeflerime ve hangilerinin gerçekleştiğine..


1-) Araba satın almak.- Aldık hemde yılın ikinci yarısında satıp bir üst modeli ile yeniledik.
2-) Araba kullanmayı öğrenmek.- Öğrendim:) Ama tek başıma yola çıktığımda kayboluyorum; bütün İstanbul'u dolaşıyorum, Edirne'ye gitsem daha iyi:)
3-) Kilo vermek ve kilomu sabit tutmak- 9 kilo verdim ama sabit tutmaya gelince yazdan sonra 3 kilo aldım. Ama gerçekleştiğini söyleyebilirim:)
4-) İngilizceyi ilerletmek.- Bu konuda şansım yaver gitti, kursa gitmeyi düşünürken kurs ayağıma geldi.(Şirket sağ olsun)
5-) Denklik sınavını kazanmak.- Yurtdışında okuduğum için denklik belgem yoktu, sınavı ise çok zor. Ama kazandım ve hatta birinci oldum:)
6-) Araba satın almak için çekilen kredimizi hakkıyla ödemek ve bir miktar para birikimi yapmak.- Kredimizi ödedik ve hedeflediğim kadar olmasa da bir mikar biriktirebildim:)
7-) ALES'i kazanmak.- Sınavı geçtim fakat istediğim puanı alamadığım için yeniden gireceğim.
8-) Kendime eğlenebileceğim bir hobi edinmek.- Resim yapmaya ve blog yazmaya başladım:)
9-) Terfi almak.- Alamadım:(
10-) Yıl sonuna kadar her hafta bir kitap okumak.- Ne yazıkki 52 kitap okuyamadım, yıl sonunu  şu anda okuduğum kitabı da sayarsak 32 kitap ile bitiriyorum...


Yani diyeceğim o ki 2011 kendi adıma umut verici ve başarılı geçtiğini söyleyebilirim...Aslında herşey bir araç bence. Bu iş tamamen insanın kendi kendini motive etmesi ve kendine inanması ile alakalı.Yapılamayack hiçbir şey yoktur yeterki istediğimiz şeyi yürekten isteyelim...


O zaman diyorum ki tavana 100 bin $'lık banknot asmasam da benim SECRET'ım da bu sene için gerçek oldu:)


Darısı 2012'ye...

23 Aralık 2011 Cuma

Hikaye





Herkesin bir hikayesi var.
Ben de kendi hikayemi yazmaya çalışıyorum.
Ama düşünüyorum üniversiteye ilk başladığım o kızla bugünkü kız aynı kız mı?
Hayatımı ben yazıyorum.
Ama yazmak istediğdiğim bu muydu?
Bugün olmak istediğim yerde miyim?

O inatçı ve kesin kes kıstasları olan kızı arıyorum..
Bundan tam altı yıl önce gözümü karartıp bir sürü risk alıp  uzaklara gittim okumaya.
Bir oda arkadaşı seçtim, daha ilk haftada anlaşamayacağımı anladım.
Yırttım ortalığı bu kızla kalmam diye.
Gittim müdüre böyleyken böyle dedim dilimin döndüğünce.
Yine risk alıp ilk görüşte ; kültürünü, dilini bilmediğim bir yabancı ile kalmayı tercih ettim kendi dilimden konuşan biri yerine..
O zamanki cesaretimle haklı olduğumu birkaç yıl sonra anladım.
Beğenmediğim kız ne olduğu belirsiz yollarda iken ben güzel bir arkadaşlık yaşadım.
Şimdi bugün o günkü cesaretimi arıyorum.
Çalıştığım yerde ilerisi için önümü göremezken neden hala buradayım?

Of yine daraldım. Özellikle sevdiğim insanların ufak oyunları canımı daha da yakıyor.
Yoksa havanın böyle kasvetli olması mı beni bu kadar güçsüzleştiriyor:(

12 Aralık 2011 Pazartesi

Ölümsüzler/İmmortals






Bir pazar akşamı sıcacık evinizde otururken elektrikler kesilirse sonuç ne olur?
Önce tam bir yağ deposu olan KFC yenir, ardından da bir sinema...
Bu sefer filmi ben seçmedim, hep benim dediğim olacak değil ya:)
Ne yazıkki film benim için tam bir felaketti. Zaten aksiyon, korku vb. filmleri oldum olası sevmedim, bu bir de 3D olunca siz düşünün halimi. Filmin tek albenili yanı görsellik ama benim için o da berbattı. Konu ise tam bir hayal kırıklığı...300 Spartalı andırması. Ama yanından geçmediğini söyleyebilirim. Tam bir hayal kırıklığı! Tek çekici yanına  3D'sine aldanıp gitmeyi düşünenler varsa paranızı boşa harcamayın derim.



9 Aralık 2011 Cuma

Dedemin İnsanları!!!


Şimdi öncelikle bu film hakkında ne Çağan Irmak hakkında ne de Çetin Tekindor hakkında konuşmak istiyorum. Çoğu kişi ne yönetmeni ne de filmi beğenmiş. Ben filmi özellikle çok beğendim. Çünkü bu filmde anlatılanları benim ailem de yaşadı. Tek fark 1923 yılında değil de 1989'da olması. Evet bende bir göçmen çocuğuyum 1989'da sınırdışı edildiğimizde ben sadece üç yaşındaydım. Çok fazla hatırlamamakla birlikte nedense bütün acıtan şeyleri hatırlıyorum. Sınır dışı edildiğimizde annem öğretmen olduğundan dolayı yaz için çocuk kampındaydık. Teyzemler geldi ve bizi apar topar kamptan aldılar, annemin yol boyunca ağladığını hatırlıyorum. Sonra yeni aldıkları evde bir gün dahi oturamadan apar topar Bulgaristan'dan çıkarıldık. Günlerce Edirne (Kapıkule) sınırında bekledik. Nihayet geldiğimizde bir sürü akraba ile ufacık bir evde aylarca yaşadık.  Bir çikolata için ağladığımı bilirim... Annemin ve babamın bana alamadığı çikolata için ağladığını bilirim. Şimdi derler göçmenler çok çalışkandır diye, derler tabii çünkü bizim göçmenlerin hepsi yokluk gördü, hepsi belli başlı acılardan geçti. Aynı şey bizim için de geçerli Bulgaristan'da Türk olmak ve Türkiye'de Bulgar olmak. Hala bile bu düşünce değişmedi.. Bulgaristan göçmeniyim demek yeterli değil; onların gözünde Bulgarsın işte. Oysa sınırdışı edilmemizin tek sebebi dedemin bir Bulgar vatandaşına ona pis Türk dediği için küfür etmesiydi. İnsanlar önce birine Bulgar, Rum, Yunan, Gavur demeden önce tarihlerini araştımaları lazım. Bulgaristan 600 yıl boyunca Osmanlı'nın himayesinde kaldı. Balkan savaşlarından sonra bağımsızlığını kazandı. Şimdi orada yaşan herkese Bulgar diyebilir miyiz? Bağımsızlığını kazandıktan sonra aynen bu filmde olduğu gibi Bulgarlar Türklere zulm yapmaya başladılar. Bunu da en güzel anlatan Nejat İşlerin oynadığı Çalıntı Gözler'dir. Türkçe konuşmayı yasaklayıp, türk isimlerimize Bulgar ismi koydular, direnenleri kamplara topladılar.  Benim anneannem hala bilmez Bulgarca dilini. Zavallım 17 yaşında iken dedemden başkası ile nişanlıymış ama dedemin Türk Pasaport'u olduğunu duyunca nişanı atıp dedeme kaçmış. Kader işte hala gelemedi Türkiye'ye. Babaannemin babası gönüllü olarak çanakkale savaşında savaşmış. Şimdi kim bana diyebilir gavur yahut Bulgar? Bu film benim damarıma bastı, teknik konular beni ilgilendirmiyor helal olsun Çağan Irmak, helal olsun Çetin Tekindor...


6 Aralık 2011 Salı

Leyla/Alexandra CAVELIUS

Uzun zaman önce okumuştum Leyla'yı hazır eşim spora gitmişken  sıcacık tarçınlı yeşil çayımı aldım ve kitaplarıma göz atayım dedim. Bu kitap bende şu anda bile evimde sıcacık çayımı yudumlayabildiğim için ne kadar şanslı olduğumu hatırlatıyor. Bu kitap bana hayatın koşuşturmacasında ne kadar boş şeylere üzüldüğümüzü hatırlatıyor. Düşündürüyor, utandırıyor, acıtıyor ve hüngür hüngür ağlatıyor. Aranızda okuyup sevmeyenleriniz olabilir ama Leyla'nın yaşadıkları içime işledi benim. Öyle acı, öyle tarifsiz bir duygu ki bu hangi kelime ile anlatabileceğimi bulamıyorum bile. Biz insanlar nasıl böyle acımasız olabiliriz, nasıl başka bir insana bu derece vahşi olabiliriz? Okuduğum kitapların konularını çok fazla açıklamayı sevmiyorum amacım burada kitapların bana hisettirdiği duyguları aktarmak. Artık herkes heryerde de bulabilir zaten konu metnini. Ben daha bugün bile ne kadar boş şeylere kafa yorduğumu düşününce  kendimden utanasım geliyor. 
Kısacası Leyla acıdır, çok ağlatır ama okuyun acı olsa bile ruhunuza iyi gelecektir. Hayatın değerini, aldığınız nefesi, sevdiklerinizin yanında olduğunu ve sevdiğiniz şeyleri yapabildiğiniz için ne kadar şanslı olduğunuzu fark edeceksiniz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...