23 Ekim 2012 Salı

UZUN HİKAYE

 
Böyle başlıyor film; tren yolculuğu ile başlayıp tren yolculuğu ile sonlanıyor...
 
 Nedendir bilmem kökenlerimi hatırlatan filmlere karşı daha bir sempati duyuyorum. O yüzden bu film için muhteşemdi diyebilirim. Öncelikle hangimizin ailesinde bu yandaki fotoğraf gibi siyah beyaz anılar yok ki... Annemin sahip olduğu bir torba dolusu siyah-beyaz fotoğraflar bana sanki asırlıkmış gibi gelir. Yılların fotoğrafları eskittiği ama anıları eskitemediği hikayelerle doludur o torba. Filmi izlerken de böyle hissettim. Geçmişi hatırlatması ayrı bir güzel, film ayrı bir güzeldi. Film aslında Mustafa Kutlu'nın yazdığı kitabın hikayesiymiş. Tabii filmi izledikten sonra öğrendim bunu, o yüzden filmle kitap birebir aynı mı ya da kitabın mı filmin daha iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama kitabını da merak etmedim desem yalan olur. Filmi bu kadar iyiyse eminim kitap daha da şahanedir.
 
Kenan İzmirzalıoğlu'nun oynadığı Bulgaryalı Ali'nin hikayesini küçük oğlu Mustafa'nın ağzından dinlemek çok keyifliydi. Bu filmde adama aşık oldum da diyebilirim. Böyle saçlarının hafif kırlaşmış hali çok yakışmış. O hep bu şekilde kalsın ve bana bakarak yandan yandan hep gülümsesin... Kenan İmirzalıoğlu'nu böyle kapı gibi adam şeklinde izledikten sonra Gay olduğu iddialarına insanın inanası gelmiyor.
Tuğçe Kazaz'ın ise daha önce oyunculuk yapıp yapmadığı hakkında bir fikrim yok ama bence role oturmuş. Kısacası konu güzel, oyuncular güzel, film ayrı bir güzel...
 
Genel itibari ile okuduğum ve izlediğim filmlerin konularına çok girmiyorum. Sanki burada ben anlatınca büyüsü kaçacakmış gibi geliyor. Zaten konusunu öğrenmek isteyen herkes artık bir tıkla bütün bilgilere ulaşabilir. Ama çok hoştu, sadece müziklerini dinlemek için bile gidilebilir.
 

19 Ekim 2012 Cuma

KISA KISA

 
Okuduğum ve evde olan kitaplara burun kıvırarak herkesin elinden düşürmediği bu kitaba başladım.
 
 
Böyle bir yerde tek başıma yürüdüm ve nefes aldığımı hissettim.
 
 
Üçüncü evlilik yıl dönümümü kutladım ve gelecek günlerin bize iyi şeyler getirmesi için dua ettim.
 
 
Yeni başlangıçlar için ufak adımlar attım...
 
 
Her sene aynı ve hiç sonuçlanmayacak proje üstünde çalışmaktan çok sıkıldım.
 
 
Bazı şeyleri değiştirebilmem için çok çalışmam gerektiğini fark ettim.
  
 
Hayat arkadaşımın beni nasıl mutlu edeceğini bilmesini daha da çok sevdim.
 
 
Vee bu yoğunlukta 1Q84'ün anca 3. bölümüne geçebildim.
 
İG:@tullyyss

8 Ekim 2012 Pazartesi

The Dragon Lords/ Silvia Hartmann


Bir yazarı kitap yazarken izlemek nasıl bir fikir? Kulağa çok hoş geliyor değil mi?
İngiliz yazar Silvia Hartmann yeni romanını 'Google Docs' üzerinden okurların gözü önünde yazıyor. Bir romanın nasıl yazıldığını merak edenler, Silvia Hartmann'ın The Dragon Lords adlı yeni romanının yazım sürecine internet üzerinden tanıklık edebiliyor.
Arama motoru Google'ın Google Docs hizmeti sayesinde, yazarın her yeni cümlesinin internet kullanıcılarının monitörlerine eş zamanlı olarak yansıdığı belirtiliyor. Tanıtımlara göre, Hartmann'ın 'Naked Writer' projesi, okurlara, hikaye ilerlerken yazılanlara dair yorum yapabilme ve hikayenin oluşturulmasına katkıda bulunabilme olanağı da sağlıyor.
Romanın yazımına 12 Eylül'de başlayan Silvia Hartmann, okur ve yazar arasındaki ilişkinin sınırlarını zorlamanın inanılmaz bir deneyim olduğunu düşünüyor. Kitaplarını StarFields takma adıyla yazan Silvia Hartmann'ın, yaratıcılık ve kişisel gelişim üzerine çalışmaları da bulunuyor.
 
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...