Bu aralar keyfim de hiç yok.
Birçok sebebi var aslında bunun; kendimi ne kadar iyileştirmeye çalışsam da bir an geliyor sanki o acı hiç gitmemiş gibi.. Öyle ki en yakınınız bile sanki sizi hiç tanımamış gibi ve sizi canınızı en çok acıtan şeyle karşınızada dikiliveriyor. Boşuna değil yalnızlığı seçişim, belki de kendime kalkan yaptım bunu. Düşündüm ki belki böylece kimse canımı acıtamaz.. Bir süre, tamam uzun bir süre böyle idare ettim. Kendime bir dünya kurdum ve acı da gelse bana ben öyle mutluydum. Ama ne kadar koruyabilirsiniz ki kendinizi? Gün geliyor insan içine çıkmak zorunda kalıyorsunuz. Bu sanki bir yerde kapalı kaldıktan sonra ciğerlerinize fazla oksijen çekmek gibi... İnsanı sersemleten tökezlemesine sebep olan birşey...
Gerçeklerle yüzleşince sanırım kendi yarattığım dünyamı özledim.. Hele de sonbahar bunu bana daha çok hatırlatıyor...
PS: Sonbaharın bu son gününde Sweet November'ı izlemenizi tavsiye ederim. Fotoğraf filmden alıntıdır. Severek ve bıkmadan defalarca izleyeceğim yegane filmler arasında kendileri..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder