29 Mart 2011 Salı

Doludolu bir haftasonu..

İnsan hayatını dolu dolu yaşayınca zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyor. Hele ben ne zaman haftasonuydu ne zaman Salı oldu hala anlayamadım..
Bu haftasonu iş yerinden birkaç arkadaşın doğumgünlerinin yakın günlere denk gelmesiyle topluca bir yerlere gidelim dedik.Tercihimiz eski adıyla Fransız sokağı yeni adıyla Cezayir sokağındaki Beco'sdan yana oldu..
Ve biz gerçekten çok çok  memnun kaldık..Sürekli tazelenen mezeler ve canlı müzik gerçekten doyurucuydu..Artık ortamın samimiyetinden mi yoksa boşalan kadehlerin etkisinden mi bilinmez herkes tam anlamıyla kurtlarını döktü:)) İşte geceden bazı fotoğraflar..


Göz doyuran mezelerle masamız..


Eğlencenin dibine vurmuş olan arkadaşlarım...



Tabii böyle bir geceden sonra güneşli bir pazar sabahı diyemiycem çünkü kalktığımızda öğlen olmuştu..Güneşli bir günü görünce evde dururmuyuz tabii ki hayır:))Yolumuz  Balat'ta Haliç Sosyal Tesislerine düştü..Güzel manzarasına ve evimize yakın olduğundan burayı çok sık tercih ediyoruz. Fakat her zaman çok kalabalık ve eğer oturacak yer yoksa çok bekletiliyorsunuz, rezervasyon da kesinlikle yapmıyorlar:((



Doyurucu bir kahvaltı anca kendimize getirirdi bizi zaten:))


Deniz kenarında güzel bir yürüyüş..


Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii..İnsan böyle güzellikleri görürde hiç mutlu olmaz mı? İnsan kendini nasıl da şanslı hissediyor, İstanbul'un büyüsüne kendimizi kaptırmamak elde değil...

Ama bu da kesmedi bizi:)) Kendimizi arkadaşlarımızın yanında okey oynarken bulduk:) Ve bize bu sıcak günde bizi serinleten bu milkshakeler eşlik etti..



Çok iştah açıcı görünüyorlar değil mi :))








28 Mart 2011 Pazartesi

Pazartesi Sendromu..

Bu sabah yağmur var İstanbul'da
Gözlerim dolu dolu oluyor bilinmez niye
Anne sözü dinler gibi masum
Ağladım bu sabah
Günler dayanılmaz oldu senden uzak olunca
Martılar mahsun oldu onlar bile ağladılar
Sarkılarda düşünmek seni bana getirmez ki
Seni bana getirmez ki...

Bugün hem pazartesi hem hava yağmurlu..Böyle olunca da bugün hiç çekilmez geliyor bana..
Güzel bir haftasonundan sonra bu hava hiç yakışmadı..Gerçi yine ben herşeyi elime gözüme bulaştırmakta bir numarayım.
Neyse bu gri günü daha da karartmayalım.
Yeni bir güne her zaman umutla bakmak lazım...
Pazartesi de olsa:)

25 Mart 2011 Cuma

Güzellikleri paylaşmak dileğiyle..

"Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yarin yüreğindir"
Dostum; güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak;
fakat,arkana bakma..
Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de..
Unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez.
Yolcuya bakıp,yolunu tanıma.
Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver.
Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil;
Asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır;
Yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal...
"En doğru yol: en dikensiz yoldur" diyenler seni aldatıyorlar.
Onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır...
Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
Dikenine katlanmaktan söz edenler, aşıkmış gibi davrananlardır.
Gerçek aşık olanlarsa, dikenini de sever.
Dostum,yollar yürümek içindir.
Fakat, şu gerçeği de hiç unutma:
Yol boyunca; yola çıkıp da yürümeyenleri,
Yola oturup, gelen-geçenin ayağına çelme takanları,
Yoldan metafizik uyuşturucularla keyif çatanları,
Tel örgülerle çevirdiği yolu kendisine zindan edip volta atanları,
Maratona 100 metre koşucusu gibi hızlı gidip,50.metre de yola yatanları,
Yürüyüşün uzun ve yolun zahmetli olduğunu görünce, yolculuk üzerine zar atanları,
Yürümeyi bırakıp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanları,
Ayağına batan tek bir dikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları,
Beyaz atlı kurtarıcıyı gözlemek için ufka bakıp bakıp dağıtanları,
Yanlış kılavuzlara kızıp yolu satanları göreceksin.
Aldırma, yürü.
Göğsüne yüreğinden başka muska takma.
Vahiy haritan,
Nebi kılavuzun,
Akıl pusulan,
İman sermayen,
Amel azığın,
Sevgi yakıtın,
Ahlak karakterin,
Edep aksesuarın,
Merhamet sıfatın,
Şeref ve izzet adın olsun.

Doğru yol:
İnsanların çoğunun gittiği yol değildir, düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur.
Yolda vereceğin her molayı öz eleştiri durağında vermelisin.
Unutma, tevbe özeleştiridir.
Her molada yolda olup olmadığını, yürümen gereken menzil istikametinde yürüyüp
yürümediğini kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir.
Yön tayini sıksık gerekli olabilir..

Blog dünyasına hoşgeldim bende:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...